Gökhan Ereli
Özet
Alain Badiou, Çağdaş Fransız Felsefesi’nin en önemli temsilcilerinden birisi olarak tanınmaktadır. Özgün felsefe yorumunda yenilik ile bağlantılı olarak bir “hakikat” arayışının varlığı onu çoğu çağdaşı Fransız düşünürlerin aksine postyapısalcı gelenekten uzaklaştırır. Postyapısalcı gelenekte sabit bir hakikat anlayışından bahsedilemezken, Badiou için hakikat kavramı önemli bir rol oynar. Badiou’nun felsefesinin temel teorik arkaplanına bakıldığında, Varlık, Olay, Hakikat, Sadakat ve Özne kavramları karşılıklı olarak ilişkileri bağlamında kazandıkları yeni anlamlar çerçevesinde öne çıkar. Alain Badiou’nun görüşlerinin Uluslararası İlişkiler disiplini bağlamında anlam kazanabileceği nokta “Komünizm Hipotezi”nin yeniden düşünülmesinin gerekliliğidir. Bu sebepten bu makalede ilk bölümde Alain Badiou’nun hem akademik hem de özel çevresinin bu özgün felsefe yorumunun oluşmasında nasıl etkili olduğu konusu üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde detaylı teorik arkaplana değinilecektir. Üçüncü bölümde ise Komünist Hipotez’in Uluslararası İlişkilerin belki de en önemli analiz birimi olan devlet ile olan ilişkisi incelenecektir. Sonuç olarak Alain Badiou’nun Devrimci-Marksist geleneğin başarısız girişimlere karşın neden olumlanması gerektiğine dair görüşleri açıklanarak makale sonlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Durumun normal düzeni, Olay, Özgürleşme, Doğru arayışı, Felsefe